27 Ocak 2008 Pazar

siyasi hayatı

59. HÜKÜMETİN BAŞBAKANI1954 yılında İstanbul’da doğdu.İlköğrenimini Kasımpaşa Piyale İlkokulu’nda yaptı.Orta öğrenimini İstanbul İmam Hatip Lisesi’nde, Yükseköğrenimini de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde tamamladı.Camialtı, İETT ve Erokspor’da 16 yıl futbol oynadı.Bu süre içinde birkaç defa İstanbul Amatör Karması ve İstanbul Gençler Karmasına seçildi.Yedeksubay olarak askerliğini yaptı.Özel sektör kuruluşlarında müşavir ve üst düzey yönetici olarak çalıştı.1969 yılından başlayarak fiili siyasetin içinde bulundu.1975 yılında MSP İlçe Gençlik Kolu Başkanı aynı zamanda Gençlik Kolları Genel İdare Kurulu Üyeliği’ne seçildi.Bu görevleri 1980 yılına kadar devam etti.1984 yılında RP Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında RP İstanbul İl Başkanı, 1986 yılında RP MKYK üyesi oldu.27 Mart 1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.Belediye başkanlığı döneminde başarısı kamuoyu tarafından tescil edildi.Siirt’te yaptığı bir konuşmada “Halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle 312’nci maddeden yargılandı ve yargılama sonucunda suçlu bulunarak hapis cezasına çarptırıldı.Kırklareli’nin Pınarhisar İlçesi Cezaevi’nde 120 gün cezaevinde yattı. Recep Tayyip Erdoğan, Fazilet Partisi içindeki yenilikçi kanadın lideri olarak biliniyordu.Siyasi yasağının bitmesi üzerine Adalet ve Kalkınma Partisini kurdu.

6 Aralık 2007 Perşembe

TAYYİP ERDOĞAN'IN ÇOCUKLUK YILLARI

Reis Kaptan'ın oğlu Tayyip..."Rizeli Tayyip Efendi'nin oğlu Ahmet, Rize'den İstanbul'a gelip yerleştiğinde sadece 13 yaşındaydı. Bir akrabasının yanına yerleşen Ahmet, çok kısa bir süre sonra Şirket-i Hayriye'de çalışmaya başladı. Denize olan tutkusunu karasevdaya dönüştüren Ahmet, artık denizcilerin "Reis Kaptan"ıydı. Gece aleminin vazgeçilmez simalarından da olan Ahmet Bey, iki kez evlendi. Eşi Tenzile Hanım'dan olan üçüncü çocuğuna babasının adını verdi. Bu çocuk 26 Şubat 1954'te hayata gözlerini açan Tayyip'ti. Dinine bağlı bir aile olarak tanınan Erdoğanlar, Ahmet Bey'e "Recep ayı"nda olunduğu için yeni bir öneri getirdi. Öneriye göre, çocuğun adı "Recep Tayyip" olacaktı. Ahmet Bey bu isteği kabul etti. Bebeğin adı nüfus cüzdanına Recep Tayyip Erdoğan olarak yazıldı. Reis Kaptan, Recep Tayyip'i çok sevdi. Hem babasının ismini taşıdığından, hem de son çocuğu olduğundan ona ayrı bir değer verdi. Öyle ki, eve sinirli geldiği zamanlarda, herkes bir kenara çekilir, sözüne itiraz etmezdi. Böyle durumlarda tüm aile Kaptan'dan çekinirdi. Ancak küçük Tayyip babasının kucağına çıktığında, o sinirli adam gider, yerine şefkat dolu bir baba gelirdi. Recep Tayyip babasını sinirlendirdiği dönemlerde ise ilginç bir yönteme başvururdu. Ferhan Çalmuk ve Ruşen Çakır'ın "Kasımpaşalı" adını verdikleri kitapta yer alan iddiaya göre, Tayyip kendisine kızan babasının ayakkabısını öperdi. Baba Ahmet bu davranış üzerine yumuşardı. Yine aynı kitapta yer alan bir iddiaya göre, bir gün komşuları Müşerref Abla'nın sözlerine kanan Tayyip mahallede sunturlu küfürler savurmaya başlamıştı. Bunu duyan babası akşam eve geldiğinde ilk iş olarak Tayyip'e ceza verdi. Babası Tayyip'i tavana astı. Burada 20 dakika kalan küçük Tayyip'i dayısı kurtardı. Kasımpaşalı dindar çocuk Recep Tayyip'in yaşamının ilk yılları, İstanbul'un en eski semtlerinden biri olan Kasımpaşa'da işte böyle geçti. Kavgaları, gece alemi ve bıçkın delikanlılarıyla ünlü olan Kasımpaşa, Tayyip'in şekillenmesinde de önemli rol oynadı. Piyale Paşa İlkokulu'na başlayan küçük Tayyip bir yandan da kağıtlı şeker satıyordu. Okulunda pek parlak bir öğrenci olmayan Recep Tayyip "müsamere"lerde ön plana çıkıyordu. Yazı, Beden Eğitimi, Hal ve Gidiş derslerinden pekiyi alan küçük Tayyip ilkokul 5. sınıftayken ortaya koyduğu tavırla, kişiliğinin ilk ipuçlarını da verdi. O gün Din Dersi'ne giren Okul Müdürü İhsan Aksoy, "Kim namaz kılabilir?" diye sordu. Sınıfta tüm gözler birden Tayyip'e döndü. Çünkü sadece o elini kaldırdı. Aksoy öğrencisini tahtaya davet etti. Ardından da yere gazete sererek, namaza başlamasını istedi. Ancak öğrencisi bunu reddetti. "Bu gazetenin üstünde boy boy resim var. Bunda namaz olmaz" dedi. Öğretmen Aksoy bunun üzerine, masa örtüsünü yere sermek zorunda kaldı. Tayyip'in bu tavrı karşısında şaşıran Aksoy, onunla daha çok ilgilenmeye başladı. Okul bittiğinde, Aksoy'la ilişkileri iyi olan Tayyip hocasının önerisiyle artık İmam Hatipliydi. İmam Hatip'te de sosyal faaliyetlere katılan Tayyip kısa sürede birçok öğrenci arasından sivrildi. Yeşilay ve Türk Milli Talebe Birliği'nin düzenlediği şiir yarışmalarına katıldı. Okulda aldığı eğitimle Kuran okuma yeteneğini geliştiren Tayyip'e arkadaşları "Kuran Bülbülü" adını verdi. Arkadaşları toplantılarda ona bol bol Kuran okuttu.

29 Kasım 2007 Perşembe

Erdoğan'ın kurtuluşu çocukluk yıllarında

Başbakanın yoğun çalışma temposu ve dinlenmeye fırsat bulamaması, danışmanlarını farklı çözümler üretmeye itiyor. Başbakanlık Başdanışmanı Nabi Avcı'nın, Recep Tayyip Erdoğan'a getirdiği öneri ise gerçekten ilginç. Tempo Ankara Bürosu'ndan Okan Konuralp'in araştırmasına göre Avcı, başbakanın uyku problemine değişik bir çözüm önerisi getirmiş. Evinde değil, ama hiç olmazsa uzun uçak yolculuklarında, gençliğinde okuduğu kitapları yeniden gözden geçirmesinin, başbakanın uyku problemini giderebileceğini düşünmüş.Ancak bu noktada, bizim gibi birçok kişinin aklına, Erdoğan'ın gençliğinde hangi kitapları okumuş olabileceği geldi. Gençliğinin büyük bir bölümünü MSP Gençlik Örgütü olarak bilinen Akıncılar Grubu içinde geçirdiği bilinen Erdoğan, Avcı'nın önerisine uyarsa ve o dönemde okuduğu kitapları okursa, vay halimize. Zira başbakanın gördüğü tatlı rüyalar geri dönerken, vatandaş rahat uykusundan uyanıp, kâbus dolu günlere yelken açabilir. Eh, yelkenleri de ne tür rüzgârın dolduracağı malum.Öneriyi getiren Nabi Avcı'nın uçuk bir fikir ürettiğini düşünenler olabilir. Ancak, ODTÜ Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bölümü mezuniyetinin ardından, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri dalında doktora ve öğretim üyeliği görevi, geçmişinin hiç de boş olmadığını gösteriyor. Üstelik, 1987-88 arasında Zaman Gazetesi Genel Yayın Danışmanlığı ve yazarlığı, yazılı birçok eserleriyle bütünleşince Avcı'nın bilgi hazinesi daha da gözler önüne seriliyor. Yazılı eserlerine gelirsek: 'Uzaktan Eğitimde Yazılı Malzeme', 'Düşünce ve Uygarlık Tarihi' (S.Hayri Bolay ile birlikte), 'İletişim Düşüncesinin Gelişimi', 'Bombacı Parmanides', 'Enformatik Cehalet'.
İl il Türkiye seferi başladı
Biliyorsunuz, geçen haftaki Tempo dergisi ile birlikte 'Adana Rehberi' verdik. Bu sayıda ise 'Konya Rehberi'. Aslında bunların hepsi bir zincirin halkası. Her hafta bir ilimize ait şehir rehberini sizlerin beğenisine sunmak ve 81 ilden oluşan koleksiyona sahip olmanızı sağlamak ana amacımız. Anadolu'nun her köşesi kazan, biz kepçe dolaşıp, sizlere en güzel yazılı ve görsel malzemeyi aktarmak aslında hiç de kolay değil. Zira, ekiplerimiz günlerce, hatta haftalarca rehbere konu olan şehre gidip, binlerce kare fotoğraf ve bilgiyle geri dönüyorlar. Takdir edersiniz ki, bu kadar fazla bilgi hazinesini 160 sayfaya sığdırmak da başlı başına bir iş. Ortaya güzel bir eser çıkarmamıza karşın, bu kampanyayı duyurmak hepsinden zor. Tempo yönetiminin mütevazı davranıp, dergide kendinden bahsetmeme çekingenliğine gazete reklamları da katılınca, birçok kişi şehir rehberleri serisinin başladığından haberdar olamadı. 'Adana Rehberi'ni verdiğimiz zaman bile birçok okur sonradan haberdar oldu. Tabii, rehberi eline alan da tebrik etmek için telefon, mail ve fakslara sarıldı. Bundan da şunu anladım ki, ne kadar güzel ürün çıkarırsanız çıkarın, tanıtımını mutlaka yapmanız gerekiyor. Bu arada bir Adanalı olarak duyarlı davranıp, rehberimizi köşesine taşıyan Hürriyet Gazetesi Yazarı Ayşe Arman'a ne kadar teşekkür etsek az. Kendisinin, Adana'nın yetiştirdiği ünlü bir fert olarak, rehberden beğeniyle söz etmesi bizim ne kadar doğru bir yolda olduğumuzun göstergesi.
Tatil cennetinde dinlerin buluşması
Antalya'ya 30 kilometre uzaklıktaki Belek Turizm Merkezi'ni bilmeyeniniz yoktur. Uluslararası standartlara uygun golf sahaları, beş yıldızlı otel ve tatil köyleriyle ülkemizin önde gelen turistik yörelerinden olan Belek, ülkemizde bir ilke daha imza atıyor. Ülkemize gelen yabancı turistlerin yüzde 5.75'ini ağırlayan bu tatil cenneti, üç dinin aynı mekân içinde buluştuğu bir yapıya kavuşuyor. Cami, kilise, sinagog gibi ibadet mekânlarının ortak bir avluda toplanacağı din merkezinde, herkes istediği gibi yaşayacak. Aynı yerkürede yaşayan farklı dinlerden insanların barış içinde, bir arada olabileceklerini göstermek için yapılan binalar kasım ayı sonunda açılıyor. Özellikle yaz aylarında gelen binlerce yabancı turistin dini ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanan dini mekânların açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yapacak. Şu sıralar Belek'teki turizm yatırımcılarının birliği olan Betuyab'ın Başkanı Tarık Pekkan, projelerini dünyaya duyurmak için çalışıyor. Ayrıca, otellerden ibadet alanına rahat ulaşım için de yolları bitirme çabasında. İbadet alanına ulaşmak için hazırlanan yollara da açık ve kapalı sergi alanları, alışveriş dükkânları inşa edecek olan Betuyab, daha çok sembolik anlamı olan, sade ibadet mekânlarının, hoşgörü merkezi konumuna geleceğini belirtiyor.
Ankara'da sol yasağı
Ankara'da yaşayan ve Kızılay, Sıhhiye, Ulus, Maltepe, Kurtuluş gibi semtlere yolu düşen vatandaşlara yeni trafik düzeni eziyet gelmeye başladı. Tüm sola dönüşlerin kapatıldığı araç trafiğini bir kenara bırakacak olursak, yayalar da beton bariyerleri aşmak zorunda kalıyor. Zira, karşıdan karşıya geçiş ışıklarda bile yasak. Ya, yürüyen merdivenleri çalışmayan alt geçitlerden geçeceksiniz, ya da yüzlerce metre yürüyüp, bırakılan tek tük geçitleri kullanacaksınız. Sonuçta, ikiye bölünen Almanya gibi, beton bariyerlerin belirlediği sınırları aşamayanlar Ankara'yı boydan boya kesen caddeye çözüm bulunmasını istiyor. Bu arada sola dönüşlerin yasak olduğu onlarca kilometrelik yol için de ilginç espriler üretiliyor. Kongre hazırlığı içindeki CHP'ye atıfta bulunularak, "Gördünüz mü, Melih Gökçek Ankara'da sola geçit vermiyor" diyorlar.

özgeçmişi

Türkiye Cumhuriyeti'nin 59. Hükümeti, AK Parti Genel Başkanı ve Siirt Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında kuruldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın özgeçmişi şöyle:
14 Mart 2003 Cuma 17:51
ANKARA - Türkiye Cumhuriyeti'nin 59. Hükümeti, AK Parti Genel Başkanı ve Siirt Milletvekili Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında kuruldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın özgeçmişi şöyle:
Erdoğan, 1954 yılında İstanbul'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini İstanbul'da tamamlayan Erdoğan, yüksek öğrenimini Marmara Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi'nde yaptı.
Gençlik yıllarından itibaren ticaret ve siyasetle uğraşan Erdoğan, bu yıllarda profesyonel olarak futbol da oynadı.
Üniversite yıllarında Milli Türk Talebe Birliği'nde görev alan Erdoğan, 1976 yılında Milli Selamet Partisi'nin (MSP) Beyoğlu Gençlik Kolu Başkanlığına ve aynı yıl MSP İstanbul İl Başkanlığı'na seçildi.
Bir süre İETT'de görev yapan Erdoğan, 12 Eylül 1980'de bu kuruluştan ayrılınca özel sektörde çalışmaya başladı.
Askerlik görevini yedek subay olarak yapan Erdoğan, askerlik sonrası özel sektörde görev yapmaya devam etti. Bir şirkette Genel Müdürlük de yapan Erdoğan, bir süre sonra kendi işini kurdu.
Erdoğan, 1983 yılında kurulan Refah Partisi'nde (RP) siyasi yaşamını sürdürdü. Erdoğan, 1984 yılında Beyoğlu İlçe Başkanı, 1985 yılında da İl Başkanı ve MKYK üyesi seçildi. 1986 ara seçimlerinde milletvekili adayı olan Erdoğan, 1989 yılında Beyoğlu ilçesinden belediye başkan adayı oldu.
1991'de tekrar milletvekili adayı olan ve seçilen Erdoğan'ın mazbatası, 'tercihli oy sistemi nedeniyle' Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edildi.
İstanbul İl Başkanlığı görevini sürdüren Erdoğan, 27 Mart 1994 seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildi.
Erdoğan, 1997'nin Aralık ayında Siirt'te yapılan bir mitingteki konuşması sırasında okuduğu şiir nedeniyle Diyarbakır DGM tarafından TCK'nın 312. maddesinden mahkum edildi. Verilen ceza kesinleşince, 4,5 yıl sürdürdüğü belediye başkanlığına veda eden Erdoğan, 26 Mart 1999'da girdiği Pınarhisar cezaevinde 24 Temmuz 1999'a kadar kaldı.
RP'nin 16 Ocak 1998'de Anayasa Mahkemesi'nce kapatılmasının ardından kurulan Fazilet Partisi (FP) içindeki yenilikçi kanadın lideri olarak bilinen Erdoğan, 22 Haziran 2001'de bu partinin de kapatılmasıyla 14 Ağustos 2001'de Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AK Parti) kurdu ve Kurucular Kurulu tarafından genel başkanlığa seçildi.
AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın, 3 Kasım 2002'de yapılan milletvekili genel seçiminde adaylığına YSK tarafından onay verilmedi.
Seçimlerden birinci parti olarak çıkan AK Parti'nin kurduğu 58. Hükümetin başkanlığını Abdullah Gül üstlenirken, Erdoğan parti genel başkanlığı görevini sürdürdü.
Anayasa ve yasalarda yapılan değişiklikle aday olmasının önündeki engeller kalkan AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, YSK tarafından iptal edilerek 9 Mart 2003'te yenilenen Siirt seçimlerinde milletvekili seçildi.
Erdoğan, 11 Mart'ta, TBMM Genel Kurulu'nda ant içmesi ve Başbakan Gül'ün 58. hükümetin istifasını sunmasının ardından Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından aynı gün 59. hükümeti kurmakla görevlendirildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, evli ve dört çocuk babası.